D Vitamini karaciğer ve yağ dokusunda depolanan, yağda çözünen ve hormon gibi davranan bir vitamindir. Büyük kısmı organizmamız tarafından sentezlenir ve kalsiferol olarak da adlandırılır.
İhtiyacımız olan D Vitaminin %90-95’i güneş ışınları sayesinde cildimizde sentezlenirken, geriye kalan %5-10’u besinlerle alınır. Yapılan araştırmalara göre sentezlenen D vitamini insan vücudu için 4-6 ay yetecek miktarda yağ dokusunda depolanabilmektedir.
D vitamini D2 (ergokalsiferol) ve D3 (kolekalsiferol) olmak üzere 2 formda bulunur. D2 ve D3 benzer yöntemlerle sentezlendiğinden D Vitamini başlığı altında incelenebilir.
Güneşin ultraviyole ışınları etkisiyle sentezlenen ve besinlerle alınan dolaşımdaki D vitamini, karaciğer ve böbrekte parathormon yardımıyla vücut için daha etkin olan 1,25 Dehidroksi VitaminD3 formuna dönüştürülerek kullanılır.( Aşağıdaki şekil bu döngüyü anlatmaya çalışmaktadır.)
Parathormon kalsiyum dengesinde görev alır ve fazlalığı kemiklerin erimesine yol açabilir. D vitamininin etkin forma dönüştürülmesinde kullanıldığından dolaşımdaki miktarı dengelenmiş olur ve böylece kemikler üzerindeki olumsuz etkisi kontrol altına alınır.
Kemiklerimizin ana bileşeni olan kalsiyum, ancak dolaşımda bulunan D Vitamini yardımıyla vücudumuz tarafından emilebilir. İşte bu sebeple D vitamini kemik sağlığı açısından önemli bir faktördür.